Robot Patrick’i neden öldürdü? Kategorisi için haberler
Yapay zekâ kendini kurtarmak için ölmenize razı olur mu?
Yapay zekâ kendini kurtarmak için ölmenize razı olur mu?
ABD’de Başkan Donald Trump’ın tartışmalı politikaları ve toplumda yarattığı öfke arttıkça Amerikalıların heykellere bakışındaki algı da bozuluyor.
Kolay değil, dört gün arayla iki büyük maç oynayacaksın. Hele Salı gecesi Liverpool’a karşı neyin varsa hepsini tüketeceksin. Dört gün sonra Beşiktaş ile derbi maçı oynayacaksın. İlk yarı zaten takım kendini belli etti. Kendisini paralayan Osimhen, kalesinde devleşen Uğurcan, Lemina, Torreira ve İlkay’ın çabaları da takımlarını ayağa kaldıramadı. Ve sonuçta Beşiktaş golünü de attı. Daha sonra Rafa Silva kaleciyle karşı karşıya kalırken, gerilerden koşup gelen Sanchez’in ayakları Silva ile çarpışınca hakem de kırmızı kartını gösterdi. Zaten takım yorgun, bir de 10 kişi kalınca epey sorun yaşandı. Buna rağmen bilhassa ikinci yarı bütün futbolcular beraberlik golünü bulmak için oldukça mücadele ortaya koydular. Torreira’nın cinliği, çabukluğu İlkay’ı pozisyona soktu. İlkay da zorlanmadan beraberlik golünü attı. Barış Alper çok savruktu. Jakobs ve Yunus Liverpool maçındaki performanslarının çok uzağındaydı. Ne olursa olsun, madem Osimhen gibi dev bir santrforla oynuyorsunuz, adam herşeyini sahaya koyuyor, takımın en çok koşan oyuncusu, sarı-kırmızılı futbolcuların hedefi onu topla buluşturmak olmalı. Jakobs’un, Barış’ın bir tek topu bile Osimhen ile buluşamadı.
Adı derbi... Oyun “harbi”. İki tarafta kazanmak için oynadılar. Birbirine saygı duyan gerilimleri uzatmayan, taraftarlarını gol beklentisi ile coşturan bir gösteriyi tercih ettiler.
Okan Buruk’un Liverpool, Sergen Yalçın’ın da Kocaelispor karşılaşmasının kazanan on biriyle çıktığı derbiye iyi başlayan Beşiktaş oldu. Galatasaray’da ise Salı gecesi Şampiyonlar Ligi’nde çok yoğun bir mücadele verilen Liverpool maçının yorgunluğu ve yine o karşılaşmanın ardından derbiye motive olmakta yaşanan zorluk gözlerden kaçmadı. Singo’nun henüz 26. dakikada adale sakatlığı nedeniyle oyundan çıkmak zorunda kalması, Yunus Akgün’ün her zamankinden daha etkisiz kalması, Barış Alper Yılmaz’ın topları sürekli ezip kaybetmesi bu fiziksel yorgunluğun ve motivasyon probleminin en bariz örnekleriydi. Nitekim yenilen goldeki defans zafiyetinin yanında Barış Alper Yılmaz’ın kaybettiği top sonucunda on kişi kaldı Galatasaray.
Aylar önceki bir yazımda, Patek Philippe’in Başkanı Thierry Stern’in bir etkinlikte söylediği cümleleri aktarmıştım: “Bu mesele tutkuyla ilgili. Demek istediğim şu ki, gerçekten bu bir rüya olmalı. Aslında kimsenin bir Patek Philippe’e ihtiyacı yok.” Bu sözler, şu sıralar liderlik konusunda küstah bulunduğu için eleştirilen birine ait ama lüks saat endüstrisinin temel gerçeğini de özetliyor: Lüks saatler hatta saatler artık bir ihtiyaç değil kültürel bir arzu nesnesi. Peki böyle bir nesneyi üreten, onu hayal edilebilir kılan ve bir saati hayatımızın bir parçası haline getiren liderler ne yapıyor?
Liman var mı sığınılabilecek? Fırtınalı denizden korunabilecek? Yoksa sadece zihnimizdeki bir yanılsama mı o liman? Dünyanın her yerinde, neredeyse herkesin, gittikçe karmaşıklaşan küresel sistem karşısında, kafasında taşıdığı soru bu. İşte o yüzden, dünyanın her yerinden herkes, bedenen olmasa bile kalben, Smuud filosunun teknelerine akın akın doluştu. Sadece o cesur 497 kişi değil, milyonlarca insan o teknelere tutundu. Herkes, Filistinli çocukların kurtuluşuna bağlamıştı, insanlığın da kurtuluşunu.
Eğitimin genelinde çok büyük sorunlarımız var. Devlet okullarında aradığını bulamayıp özele kaçanlar da bin pişman. Hem de maddi ve manevi fedakarlıkların en büyüğünü yapmalarına rağmen!
“İngiltere’de strafor bir kaptaki dönerden daha iyi bir yemek yoktur” -Ali Rosen
Sanayi çağının reçeteleriyle yapay zekâ çağını yönetmeye çalışıyoruz. Ama artık geçmişin ideolojileri, kurumları ve ezberleri bugünü açıklayamıyor. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Bu köşede her pazar, değişen toplumu farklı açılardan ele alarak sizlere yeni çağın dinamiklerini aktarmaya çalışacağım.
***