Türkiye girişimcilik ekosisteminin Londra buluşması Kategorisi için haberler
Pazartesi akşamı Londra’da The Conduit’da, Endeavor Türkiye’nin girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getiren etkinliğine katıldım.
Pazartesi akşamı Londra’da The Conduit’da, Endeavor Türkiye’nin girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getiren etkinliğine katıldım.
Pek çok şehirde barajlar dip seviyesini gördü. Ama en çok da “yeşil” diye anılan Bursa’da tablo ürkütücü. Adı bile ferahlık, bereket, doğa demekti bu kentin. Şimdi Bursa, kendi bereketinin kuruduğunu izliyor.
Valla anlamıyorum, Galatasaray’ın dokunulmazlığı mı var! Evet, Aslan iyi futbol oynuyor, oynamasına da sanırım futbol kuralları onlar için geçerli değil!
Dil Devrimi’nin 93’üncü yıldönümü, 26 Eylül günü Konak Belediyesi ve Dil Derneği İzmir Şubesi iş birliğiyle, Atatürk Kültür Merkezi yanındaki parkın içinde bulunan Türkçe Taşı Anıtı önünde törenle kutlandı.
Fenerbahçeli için sezon yine ıstırap halini aldı. Takım yine "fener" değil "kandil"... Ama yine sadece kendi dibini aydınlatabiliyor. Tünelin sonundaki ışığı görmek ne mümkün...
Takım değişti, olmadı. Hoca değişti, tutmadı. Yönetim geldi, belki de geldiğine pişman oldu. Saran daha - TFF nezdinde- başkanlık koltuğuna bile oturamadı. Bırakın başkanlıkta bulunmayı, Futbol A.Ş.de sandalye bile bulamadı. Hala bekleme odasında...
Bugün Fenerbahçe, "yapı", "kapı", "MHK" ya da "PFDK" aleyhine, yani futbolun itibarını zedeleyen, yönetim kurulu adına bir açıklamada bulunsa, ceza yine Ali Koça kesilecek. Koç bir kurtulamadı bu işten!
Fenerbahçede son yapılan genel kurulda, onaydan geçmeyen üç madde vardı ya, bunlar için yeniden kongreye gidildi. Anlaşılan eski başkan Aziz Yıldırımın söyledikleri biraz olsun dinlenmiş. Ne diyordu Yıldırım, "Söz konusu maddeler, genel kurul üyelerimizin, kulübün sahip olduğu varlıklar üzerindeki söz haklarını tümüyle yönetim kuruluna devretmekte, bu durum kulüp üyelerinin karar mekanizmasındaki etkinliğini sıfıra indirmektedir."
11. madde, "Kulübün amacı doğrultusunda taşınmaz satılmasısatın alınması, üçüncü kişilere kiraya verilmesi, tahsisi, bu taşınmazlarla ilgili işletme ve ortaklık sözleşmesi yapılması, bu taşınmaz malların üzerinde ayni veya şahsi haklar ve yükümlülüklerin tesisi ve ilgili mevzuatın izin verdiği diğer konularda yeni oluşacak Yönetim Kurulu’na görev süresinin sonuna kadar yetki verilmesi"ni istiyordu.
Kısacası, kulübün tapusunu "yeni yönetim"in eline tutuşturuyordu.
Yenisinde ne oldu, "satılması" cümlesi ortadan kalktı. Bunun yerine, Kayışdağındaki arazi için Emlak Konut ile yapılan sözleşmenin onayı için, başlı başına somut bir madde ortaya kondu.
Doğruydu. Siz hiç, mesela bir daire satarken, her şeyi yapabilecek genel bir vekalet verir misiniz? Genel kurul vermedi de... 25 Ekimde sadece Kayışdağı için yetki isteniyor. Alacaklardır da...
Yeni genel kurulun gündemine yeni giren ve ilkinde olmayan bir madde daha... "Kulübün kurduğu veya ortağı olduğu şirketlere ait hisselerin, yasaların öngördüğü şekil ve şartlar dâhilinde halka arz veya diğer bir surette değerlendirilmesi" deniyor. Anlaşılan o ki, yeni yönetimin ajandasında, yeni bir şirketi halka açmak var.
Fenerium olabilir mi? Mümkün...
Mantıklı mı? Mantıklı...
Yaparlar mı? Belki...
Ama önce bir ışık yanmalı...
Fenerbahçe, Domenico Tedesco yönetiminde Alanyasporla 2-2 ve Kasımpaşa (D) ile 1-1 berabere kaldı. İtalyan teknik adam ile Dinamo Zagrebe (D) 3-1 kaybeden sarı-lacivertli takım son maçta Samsundan da golsüz eşitlikle ayrıldı. Tedesco yönetimindeki diğer üç karşılaşma kazanıldı. Kadıköyde Trabzonsporu 1-0, Antalyasporu 2-0 ve Nicei 2-1 mağlup etmeyi başarmışlardı...
Tedesconun Süper Ligdeki 5 maçta 2 galibiyet, 3 beraberliği var. Toplanan 9 puana karşılık 6 puan kaybedilmiş durumda. Zaten 22 puanlı lider Galatasaray ile 16 puanlı Fenerbahçe arasındaki puan farkı da altı... Tedesco ligde 5te 5 yapsaydı Fenerbahçe zirveye ortaktı ve ortada bambaşka bir tablo olacaktı.
Samsunspor maçındaki futbol gelecek için oldukça umut kırıcıydı. Bir puanı, kaleci Tarık Çetin ve kaptan Milan Skriniar kurtardı.
Maçtan sonra özellikle sosyal medyada Edin Dzeko ve Dusan Tadic için ruh çağırma seansları düzenlendi adeta. Dzeko ve Tadicle sözleşme yenilenmemesi yüzünden hücumda büyük bir kalite sorunu yaşandığı ileri sürüldü.
Peki gerçek böyle mi, rakamlara bir bakalım...
Dzeko geçen sezon son 14 maçta sadece 2 gol atmıştı. Peki kaç gol kaçırmıştı, 52 falan herhalde.
Kaç pas hatası yapmıştı, kaç topu dağlara taşlara vurmuştu, kaç pozisyonda atılan paslara yetişemedi, kaç kez basit top kaybetti, kaç tane boş pozisyonu harcadı, kaç tane boş kafayı vuramadı?
Aslında bunların hepsi gayet normal çünkü Dzeko net 40 yaşında! Bu sezon Fiorentinada sürekli yedek ve 8 maçta 1 golü var. Serie Ada ise henüz golle buluşabilmiş değil.
Tadic geçen sezon Fenerbahçedeki son 17 maçında 3 gol, 4 asiste imza atmıştı. Dzekoya göre daha verimliydi ama onun da pili ve misyonu çoktan bitmişti. Bir ay sonra 37 yaşına girecek Tadicle sözleşme yenilenmesi asla akıl karı değildi, tıpkı 40lık Dzeko gibi...
Fenerbahçenin hücumda yaşadığı üretkenlik ve kalite sorununu geçen sezon ıslıklanan Dzeko ve Tadicin yokluğuna bağlayanların bana göre futbolla uzaktan yakından alakaları yok. Çünkü Dzeko ve Tadic iyi ki yok, çünkü onlar da kadroda yer alsaydı, yaşanan sorunlar çok daha trajik sonuçlara sebep olabilirdi.
Fenerbahçede çok net bir santrfor krizi yaşanıyor. En Nesyrinin kaçırdığı inanılmaz pozisyonlar, Jhon Duranın hala ortalıkta görünmemesi ve Cenk Tosuna hiçbir teknik adamın yeterince güvenmemesi yüzünden gol yükü hep ortada kalıyor, doğru düzgün kimse bu sorumluluğu taşıyamıyor.
En Nesyri kaçırdıklarının yarısını atsaydı bugün çok başka şeyler konuşuyor olurduk. Ancak adeta tükenmişlik sendromu yaşıyor ve ne yazık ki hızla dibe doğru iniyor...
Peki sadece En Nesyri mi?
Skriniar, Semedo, Oosterwolde ve İsmail dışında takımda elle tutulur oyuncu yok. Üç dört oyuncuyla bu iş döner mi? Mümkün mü?
Tedesconun oynatmak istediği futbolla, oynanan futbol arasında büyük fark var. Çünkü hocanın kafasındaki hücum oyununu bu kadro oynayamaz. Nesyri, Asensio ve Talisca aynı anda sahadayken tempolu, temaslı, agresif bir futbol oynamak bana göre mümkün olmaz.
Bu yüzden Tedesconun takıma acil gençlik aşısı yapması gerektiğini düşünüyorum. İyileşmesi halinde Jhon Duranın yanı sıra İsmail Yüksek, Oğuz Aydın ve Dorgeles Nenenin düzenli ilk 11de yer alması lazım. Gençlerin enerjisi belki hızlı bir panzehir etkisi yaratabilir.
Okan Buruk tuzağa düşmemeli. Üç sezondur bu takımı şampiyon yapıyor. Bu sezon da Süper Lig’in favorisi. Şampiyonlar Ligi’nde hem de iyi futbol oynayarak dev bir rakibi yendi. Böyle devam ederse ilk 8 veya ilk 16’ya mutlaka kalacak.