Kılıfı kim dikti? Kategorisi için haberler
Keşke gelirimiz de futbolcular için verdiğimiz paralarla orantılı olabilse... Keşke, Süper Ligin marka değeri, naklen yayın parası ve sair tüm düzenlemeler, Avrupadaki 5 büyük lig ile eşdeğer olabilse...
Keşke gelirimiz de futbolcular için verdiğimiz paralarla orantılı olabilse... Keşke, Süper Ligin marka değeri, naklen yayın parası ve sair tüm düzenlemeler, Avrupadaki 5 büyük lig ile eşdeğer olabilse...
17–18 Temmuz’da durağanlaşan ve 19 Temmuz 2025’te Aslan burcunda geri gitmeye başlayan Merkür, 13 Ağustos’a kadar içe dönüş ve öz değerimizi sorgulama çağırısı yapıyor. Kelimeler kadar niyetler, düşünceler kadar ifadeler masaya yatırılacak. Aslan’ın sahne alan, görünür olma enerjisiyle Merkür’ün geri hareketi, özgüvenle kibir arasındaki ince çizgiyi ve ben vurgusunu gündemde tutacak.
1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde bir araya gelen ülkeler iklim müzakerelerinde oldukça önemli olan “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi”ni imzaladılar.
Yaz aylarında, serinlemek için sıvı ağırlıklı, özellikle de sebze ve meyve odaklı beslenmeye yönelmek oldukça doğal. Fakat hayvansal protein tüketimi azaldığında aklınızı, “Acaba yeterli proteini alabiliyor muyum?” sorusu kurcalıyor olabilir. Özellikle düzenli egzersiz veya spor yapıyorsanız bu dönemde protein tüketimi kas sağlığı için oldukça kritik. Peki sizce bu dengeyi sağlamanın yolu sadece hayvansal proteinlerden mi geçiyor?
Haftaya yine iyi bir başlangıç yaptık ve dün 6 bin 67 lira veren Kocaeli altılısını bularak okuyucularımıza bir kez daha kazandırdık. Güle güle harcayın. Bugüne gelirsek eğer... İstanbul ikinci altılısında dördüncü ayaktaki Subutaiyi birinciliğe yakın görüyorum. En ciddi rakibi Riyakardır. Günün sürprizi olarak son ayaktaki Final Stepi tavsiye ederim. Herkese bol şanslı bir gün diliyorum.
Adına ‘göbek dansı’ denilen, ‘oryantal’ denilen dansın markasının Nesrin Topkapı olduğu yıllarda büyümüş çocuklarız biz. Dansöz demek Nesrin Topkapı demek. Özellikle de yılbaşı gecesi demek. Işıl ışıl kostümü (meğer gizli ampuller dikermiş içine) ve âdeta insanı büyüleyen figürleriyle birçok kız çocuğunun büyüyünce dansöz olmaya karar verip gerdan kırarak anne babasının yüreğini hoplattığı yıllar. Neden olmaman gerektiğini de anlamazsın hiç. Balerin olmak mümkün, dansözlük tu kaka. Oysa Nesrin Topkapı’yı izlemek o kadar güzel ki.
Bir şehirden diğerine tayin olan bir memur çocuğu olarak, Anadolu’nun hangi farklı yöresine gitsek, değişmeyen tek şey evimize her gün düzenli giren Milliyet olmuştu. Gazetemiz Milliyet ile tanışmam, sadece babamın Milliyet tiryakiliği ile olmadı, 1970’li yıllarda çok popüler olan Milliyet İlkokullar Arası Bilgi Yarışması’nda dereceye girmiştim. Müthiş havalı bir şey olmuştu benim için.
Güncel öykülerimiz var. Bilenlerle konuştum. Bilgi aldım. O zaman buyur ola!
HIZLI ve ÖFKELİ
Beşiktaş, doğuştan "kartal" evladını bağrına bastı. Minik çocuk, rüyalarından yola çıkıp yıllar sonra, yurt dışından genç yaşında (24) bir transfer kahramanı olarak da alkışlanıp yuvaya döndü. Bu transfer her yönüyle, isabetli, başarılı ve doğru bir transfer... Başkan Adalı ve yönetici arkadaşlarıyla Orkun’un kutlanması gerekir.
Orkun Kökçü, saygılı, güler yüzlü, saha içindedışında güven veren futbol kahramanı. Hayır, bir süperstar değil. Yakın gelecekte olabilir mi? Evet, niye olmasın! Önder Özen’e göre, "Bugünkü haliyle Beşiktaş’ın tam da ihtiyacı olan yetenekli bir 8 numara... Defansif ve ofansif görevlerini eksiksiz yapabilen bir oyuncu. Rafa Silva’nın arkasında oyuna renk ve güç katabilir."
Peki kusursuz mu? Öyle birini biliyorsanız, bana da haber verin... Marjinal tarafları var. Öfke kontrolu zayıf. Takımın son 2 teknik direktörüyle açıkça ters düştü. Bruno Lage ile herkesin içinde, kameraların önünde tartışması ayrılık sürecini başlattı. Orkun’un bu yönünü Türkiye’de rakip takımlardaki arkadaşları da biliyor. O nedenle birbirlerine karşı sükunet ve saygı öneriyorum.
Benfica, web sitesinde Kökçü’nün son iki yılda farklı kategorilerde (43+55) toplam 98 maçta oynadığını, kulübün kazandığı 2 ödülde katkısı bulunduğunu yazarak futbolcumuza teşekkür etti. Hoş geldin Orkun, başarı diliyoruz.
OKSİMORON: LAURENTIS
Değerli meslektaşım Koray Durkal, Napoli Başkanı Aurelio de Laurentiis’i “çılgın” olarak tanımlıyor. Kapsamlı yazısını okuyunca çılgının çok ötesinde bazı özelliklerine de dikkat ettim: O bir oksimoron... Peki oksimoron ne demek? Sözcüğün bizdeki kaynağı Fransızca. Kökeni eski Yunanca: Oxus ve Moros sözcüklerinden kaynaklanıyor. Merak edenler, araştırıp öğrenebilir.
Kendimce akıl almaz işler yapan, makulden ayrılan kişi olarak yorumluyorum. Böyle bakınca Napoli’yi iflastan kurtaran, yeniden Maradona yıllarına dönercesine şampiyonluklar kazanan Laurentiis, Galatasaray’ın neredeyse yılan hikayesine dönen Osimhen macerasında hemen her gün yeni bir rest çekiyor. Galatasaray Yönetiminin sabrına, dik duruşuna ve kararlılığına saygı duyuyorum. Laurentiis son olarak 35 milyon euroluk iki taksitin gelecek yıl içinde ödenmesini talep etti. O da yetmedi, pazarlıklar sürerken, üç yıl içinde İtalyan kulüplerine transferini engelleyici maddeleri dayattıktan sonra, önceki gün de Osimhen’in olası satışından yüzde 20 pay istedi. İşi sürekli yokuşa sürmesinin, "tok satıcı" ya da "çılgın tüccar" halinin nedeni 10 Temmuz’da Osimhen için, "75 milyona serbest kalır" opsiyonunun bitmiş olması. Henüz beklediği daha yüksek transfer tekliflerini almadı. Önder Özen’e göre 75 milyonu kabul eden başka kulüp olmaz. İpler Laurentiis’in elinde. Galatasaray yüzde 20’yi kabul etmedi. Son teklifleriyle beklemede. Sonrasında bu iş FIFA’da Napoli ve Galatasaray arasında hukuk sorunu olarak ele alınabilir. Unutmayalım: Osimhen’in Napoli’yi terk etme nedeni “ırkçılık” sorunu. FIFA’nın en duyarlı olduğu konulardan biri.
Galatasaray’ın önceki başkanlarından Alp Yalman’a sordum: "Masadan kalkmanın zamanı mı?” Tecrübeli başkan, "Hayır" dedi, "Galatasaray huysuz bir adama yakalandı. Sabrederek dik duruyorlar. Ben sabırla sonucu bekliyorum."
OSİMHEN:AYAKLARI İYİ, KALBİ KIRIK
Irkçı söylemlerle kulüp sosyal medyasından aşağılanan, yöneticilerden beklediği tepkiyi de göremeyen Osimhen, kırık kalbini de aklını da Napoli’den öteye taşımış. Galatasaray’da oynama kararlılığı, kahramanca bir irade beyanıdır. Bu olayı 35 yıldan beri UEFA Tahkim Kurulu’nda başkan yardımcısı olarak çalışan hukukçu dostumuz Levent Bıçakçı’ya da sordum: "Galatasaray’ın tek çaresi parayı ödeyip oyuncuyu almaktır."
LGS’den sonra YKS de yakında açıklanır. O da yüzbinlerce evde matem havası yaşatırsa hiç şaşırtıcı olmaz. Peki, çocuklarımız mı başarısız? Kesinlikle hayır. Öylesine saçma sapan sınav sistemlerimiz var ki, soruların tümünü yapan Türkiye şampiyonları bile ilk tercihine girememe endişesi yaşıyor. Tercih konusuna girmeden önce kendimize şu soruyu sormalıyız:
41 yıldır süren terör döneminde Türk halkının en büyük başarısı PKK ile Kürt yurttaşları arasında kalın bir çizgi çizebilmek oldu.