Fikri takip açısından bu haftaki konularımdan biri, futbolu yönetenlerin kibar tanımı ile “müsabaka sonucu etkileme”, benim tarifimle “şike” olacak.
Anımsayın, Futbol Federasyonu hukuk müşavirliği iki hafta önce kalabalık bir oyuncu grubu ve yöneticiyi Disiplin Kurulu’na sevk etti.
28 Nisan 2024 tarihinde Sincan Belediyesi Ankaraspor ile Nazilli Belediyespor arasında oynanan maçta “müsabaka sonucunu etkilemek” ve “muhtelif tarihlerde bahis oynamak” iddiasıyla 56 kişi hakkında hukuki süreç başlatıldı.
PFDK, “bahis oynama alışkanlığı geliştiren” şahıslardan 27’sini, üst sınırdan 8 ay ile 1 yıl arasında futboldan men etti.
Gariptir, oy birliği ile değil. Hangi üyeler şerh koydu, gerekçeleri ne idi merak ettim?
Ya; talimatın 56. maddesinde öngörülen ve benim de ısrarla “şike” dediğim eylemlerin karşılığı ne oldu?
Kurul, aralarında iki kulüp başkanı ve antrenörlerinin de bulunduğu 29 kişinin dosyasını ayırdı. Ve Ankara Batı Cumhuriyet Savcılığınca sürdürülen soruşturmanın sonucunun beklenmesine karar verdi.
İşin ilginç yanı, bu kişiler hakkındaki “tedbir” kararının kaldırılması oldu.
Yani suçları ispatlanana dek, futbolla ilişkileri kesilemez dedi!
Evet hukukun temel ilkelerindendir, keşke her alanda uygulansa.
Yargı süreci ne zaman tamamlanır bilemem. Umarım uzamaz.
56 kişiyi belge, telefon kaydı ve itiraflar doğrultusunda PFDK’ya sevk ettiniz.
Bahis oynayanları bu kanıtlara dayanarak cezalandırdınız, şike yaptığı iddia edilenleri ise futbol alemine geri gönderdiniz.
Endişem; bu gecikmenin futbolun kılcal damarlarına sirayet eden şike illetini cesaretlendirecek yolları açmasıdır.