Fikir tartışmasının bir amacı ve anlamı vardır. Amaç görüş ve bilgi alışverişi, yeni fikir arayışıdır. Bizde ise tartışmalar adeta karşıdakini susturmaya, etkisiz kılmaya yönelik oluyor. Kavga gürültü eksik olmuyor.
Neşe Karaböcek’in, hayatını anlattığı ‘İşte Benim Masalım’ı okuduktan sonraki yazımda kitapta Gülden Karaböcek’in de olduğunu vurgulamış, ama detayına girmemiştim.
Çin’de öne çıkan açık ara kadınlar. Özellikle de okumuş kadınlar.İş dünyasında zirveye tırmanan kadın sayısıher geçen gün artıyor.Komünist Parti’nin en büyük hatası ise onları “görmemezlikten gelmeye” devam etmek olacaktır!..
Aliya İzzetbegoviç (1925-2003) 20.yüzyılın en büyük liderlerinden olmanın ötesinde düşünceleriyle de öne çıkmış Bosnalı bir filozoftur. Düşünce adamlığı ile devlet adamlığı birbirini beslemiş ve bu nedenle de ‘Bilge Kral’ olarak istisnai bir konumla anılmıştır. Avrupa’nın göbeğinde Osmanlı’dan tevarüs eden tarihsel mirasa dayalı yeni bir dil inşa etmenin ağır yükünü omuzlarına alarak ömrünün önemli bir kısmını bu minvalde okuyarak, düşünerek, yazarak ve gençlerle küçük bir ağ oluşturup bu ağı sürekli besleyerek geçirmiştir.
Trabzonspor adına koca bir sezonun muhasebesinin yapılacağı maçtı. Ligde yaşanan hüsrandan sonra taraftarı mutlu edecek tek kulvar Ziraat Türkiye Kupası idi. Hepsinden önemlisi, camia nezdinde yitirilen prestijin geri kazanılması demekti.
Trabzonspor belki de ilk kez ideal kadrosuyla çıktı Galatasaray karşısına. Yani bahanesi yoktu. Oyuncular açısından da “günah çıkarma” maçıydı.
Sonuç yine hüsran oldu. Dahası rezalet. Sezonun en önemli sınavında alınan sonuç utanç vericidir. Derbi kazanamayan Trabzonspor, alışıldığı gibi sıradan maçlarından birini oynadı, fark yaratamadı, kupayı kazanmak adına ekstra bir çaba gösteremedi ve son hedefine kolay veda etti.
Merak ediyorum; bu takımı kuranlar, o kadar parayı harcayanlar, camiaya hayal satanlar şimdi hangi hikayeyi, kimlere pazarlayacaklar?
Sayın Ertuğrul Doğan; kusura bakmayın da iki yıldır bu kulübün başındasınız ve şu tablonun sorumlusu sizsiniz. Umarım gerekli çıkarımı yaparsınız.
Maça gelince... Barış Alper’in golüyle geriye düşen bordo-mavili ekip toparlanamadı. Son haftaların formsuz ismi Mendy’nin bu pozisyonda rakibine eşlik etmesi çok konuşulur. Ona verilen paraya yazık.
Trabzonspor’un en güçlü hücumcuları sahadaydı. Zubkov, Nwakaeme, Banza, arkalarında Ozan. Maç boyunca hepsi etkisizdi. Geriye düşmüşsün, ne yapman gerek? Topa sahip olacak, ileriye taşıyacak, baskı yaparak rakibin oyununu bozmaya çalışacaksın.
Alışılmış plan; solda Malheiro, sağda Mustafa’nın kanat organizasyonlarıyla hücuma katkı sağlamasıydı. İkisi de orta sahayı geçerken dizginlenmiş gibiydi.
İkinci yarının başında tartışılacak bir pozisyon vardı. Osimhen’in golü öncesi Nwakaeme’ye faul yapıldığı tartışması çok su götürür. Hakem - VAR işbirliği de öyle hakeza! Kayıtlara geçene bakalım. Trabzonspor’a bu tablo, skor yakışmaz ve bahanesi olmaz. Maçın konuşulacak yanı yok. Trabzonspor yine en berbat maçlarından birini oynadı. Güçsüz, yetersiz, acizdi.
Sonuç; hayati bir final maçında notun sıfır. Trabzonspor açısından berbat bir sezon daha bitti. Sayın Ertuğrul Doğan; TFF, hakemler ve rakipler ile uğraşıp boşa vakit geçirmek yerine, Trabzonspor’un gerçek sorunlarına odaklanırsanız, belki gerçekçi hedefler koyabilirsiniz.
Sezon başından beri algılar, yapılar, çatılar hep konuşuldu. Sanki hakemler Galatasaray’ı kolluyormuş gibi bir hava yaratıldı. Hiç kimse elini vicdanına koyup ‘Bu Galatasaray’ın oynadığı futbolu Türkiye’de başka takım oynayamıyor’ diyemedi.
İnanın tartışılacak hiçbir şey yok. Sarı-kırmızılılar istedikleri zaman cümbür cemaat rakibe baskı yapıyor, gol pozisyonuna giriyor, gol atıyor. İstedikleri zaman yine pasif dinlenmeye geçip oyunu yavaşlatıyor. Başlama düdüğüyle beraber maç bitinceye kadar oyunun kontrolü tamamen Cim-Bom’un elinde oluyor.
Fatih Tekke çok sevdiğim ve beğendiğim bir teknik direktör... Elindeki kadroya oynatabileceği en iyi futbolu oynatıyor. Takımı pozisyonlara da giriyor ama son vuruşları yapmakta zorluk çekiyor. Dün geceki kupayı kazanmak isteyen Galatasaray’a karşı kendisinin yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Osimhen en önde... Sol tarafta Barış Alper, sağ tarafta Yunus Akgün devamlı baskı yapıyorlar. Top bu futbolcular arasında dolaşıyor. Bordo-mavili defans müdahale edemiyor. Sonuçta atılan üç golün de pasını Yunus verdi. Bu gollerin pası, son vuruşlar resital gibi. İnsanlar futbolu seviyorsa, bu güzel hareketler sayesinde seviyor.
Eren Elmalı sol çizgide Barış Alper ile beraber rakibi resmen boğuyor. Sağ çizgide Sallai ile Yunus devamlı baskı yapıyorlar. Defansa, beklere hata yaptırıyorlar. Orta sahadan, Lemina ile Torreira da hücuma çıkıyor. İster istemez rakibin de dengesi bozuluyor. Bu bir gerçek. Maçı bu şekilde görmek lazım. Sanchez ve Abdülkerim de savunmada harikalar yaratıp hatasız oynuyorlar.
Galatasaray şu anki formunu sezon başında yakalamış olsaydı, Avrupa kupalarında epey ileri giderdi. Ama maalesef bu kulvarda başarılı olamadı. Sonuçta Galatasaray hak ederek ilk kupasını kazandı. Trabzonspor gücünün yettiği kadar mücadele etti, pozisyonlar da buldu. Seyredenler maçtan keyif aldılar. Tek üzüldüğüm Savic tarafından taciz edilen hakem, bu poziyonda kırmızı kart göstermeyerek kendine zarar verdi.
Ziraat Türkiye Kupası’nda şampiyon Galatasaray...
Cim-Bom, Gaziantep’te oynanan finalde Trabzonspor’u 3-0 yendi ve kupaya çok rahat uzandı. Ligde hafta sonu şampiyonluğa hazırlanan Aslan ilk hedefine kupada ulaştı. Finale Osimhen 2 golü, Yunus Akgün ise 3 asisti ile damga vurdu. 35 gollü Osimhen, bir sezonda en skorer isim olurken, Muslera ise 18. kupası ile Bülent Korkmaz’ı yakaladı.
Galatasaray maça golle başladı. 5’teki organize atakta Osimhen, Yunus’u gördü. Bu futbolcunun pasında Barış yakın mesafeden net bir vuruş çıkardı: 1-0.
30’da Sanchez’in hatası sonrası Ozan Tufan net bir fırsatı harcadı. 35’te Yunus ile gole yaklaştı sarı-kırmızılılar... Ancak olmadı.
Galatasaray ikinci yarıya da golle başladı. Yunus’un pasında topu önüne alan Osimhen sert vurdu ve farkı 2’ye çıkardı: 2-0. 63’te hızlı gelişen atakta Yunus’un pasında Osimhen yine ağları havalandırdı: 3-0.
Okan Buruk son bölümde as oyuncuları kenara aldı. Bundan sonraki dakikalarda Jakobs ve Draguş net fırsatları kullanamadı.
Ligdeki 25. şampiyonluğunu ilan etmeye çok yakın olan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası finalinde karşılaştığı Trabzonspor’u 3-0 gibi farklı bir skorla geçerek bu sezonki ilk kupasını aldı.
Finale müthiş bir motivasyon ve ön alan baskısıyla başlayan sarı- kırmızılılar, henüz 6. dakikada bunun karşılığını aldılar ve 1-0 öne geçtiler.
Trabzonspor, 12 ile 36. dakikalar arası oyunda dengeyi kurdu. Bu bölümde Ozan Tufan’ın kaleci Günay ile karşı karşıya kalıp golle sonuçlandıramadığı pozisyon, bir anlamda maçın da kırılma anı oldu. Nitekim 36’dan sonra Galatasaray yeniden oyunda üstünlüğü elde etti ve ikinci yarının başında da Osimhen ile ikinci golü bularak rahatladı. Nijeryalı yıldız, 63’te attığı golle de zaferi perçinledi.
Çok büyük bir kazanma kültürü var Galatasaray’ın. Bunu da kazandıkları kupalarla gösteriyor sarı- kırmızılılar. Gruplardan zar zor, Fair Play puanı ile çıkabilen ve bu nedenle seri başı olamayan ve güçlü rakiplerle hep deplasmanda karşılaşmak zorunda kalan Cim Bom; Fenerbahçe ve Konyaspor’u rakip sahalarda yenip eleyerek geldi finale. Finalde de bir başka zorlu takım olan Trabzonspor karşısında müthiş bir mücadele örneği göstererek haklı bir galibiyetle kupaya uzandı Galatasaraylı futbolcular.
Elbette klasik tabirle, teknik direktöründen malzemecisine kadar herkesin emeği var bu başarıda ve hepsi de çok büyük bir tebriği hak ediyor. Biraz daha ayrıntıya girip teker teker baktığımızda doğal olarak ilk önce Victor Osimhen’e değinmek gerekiyor. Müthiş bir oyuncu, müthiş bir karakter... Osimhen, Galatasaray’a karşı inanılmaz bir aidiyet hissediyor ve her maç terinin son damlasına kadar mücadele ediyor. Finalde de aynı şekilde koştu, mücadele etti, goller attı ve bu gollerle de hem Galatasaray hem de Türk futbol tarihine geçmeyi başardı. Taraftarlar da Başkan Dursun Özbek’e Osimhen’i istediklerini net bir şekilde bildirdiler. Elbette kolay değil ancak bakalım sonuç ne olacak?
Yunus Akgün, Galatasaray’ın finalde kaydettiği üç golün de asistini yaparak önemli bir başarıya imza attı. Barış Alper Yılmaz kanatta çok koştu, çok mücadele etti ve henüz 6. dakikada attığı golle de sarı- kırmızılıların maça adeta 1-0 önde başlamalarını sağladı. Eren Elmalı yine güzel bir performans sergiledi. Davinson Sanchez de her zamanki gibi son derece kritik müdahaleler yaptı. Ancak 30. dakikada yaptığı büyük hata, Ozan Tufan’ın kaleci Günay Güvenç ile karşı karşıya kalmasına neden oldu. Okan Buruk’un kupada ilk maçtan finale kadar görev verdiği Günay, bu karşı karşıya pozisyonu kurtararak skorun dengelenmesi önledi. Bu, gerçekten çok kritik bir pozisyondu ve Günay Güvenç bir anlamda maçın skoruna ve sonuca doğrudan katkı sağladı. Okan Buruk’un Nwakaeme’ye karşı büyük ihtimalle fiziğinden dolayı tercih ettiği Sallai, çok iyi mücadele etti. Nwakaeme’ye karşı kimi zaman zor duruma düşse de elinden gelenin en iyisini yaptı ve bence başarılı bir maç çıkarttı.
Batagov’un ilk yarının sonlarına doğru sakatlanıp çıkması, Trabzonspor’a çok büyük darbe vurdu. Fatih Tekke, Batagov’dan sonra üç defa stoper değiştirdi. Elbette yaptığı değişiklikler tartışılacaktır.
Okan Buruk ise takımını maça her açıdan çok iyi hazırlamıştı. Fatih Tekke’nin 60’ta Okay ve Banza’nın yerlerine Visca ve Draguş’u almasının hemen ardından Sara’nın yerine Morata’yı sahaya sürdü Buruk ve bu değişiklikten sadece bir dakika sonra da o Morata, üçüncü golün hazırlayıcısı oldu. Bunun dışında da etkili ve istekliydi İspanyol futbolcu. Onun da her geçen gün Galatasaray’a duyduğu aidiyet gözle görülür bir biçimde artıyor.
Trabzonspor, sarı- kırmızılıları çok fazla zorlayamadı. Esasen, lig maçındaki rotasyonlu Trabzonspor kadrosu çok daha fazla zorlamıştı Galatasaray’ı. Kupadaki 19. şampiyonluğuna çok gösterişli bir şekilde uzandı sarı- kırmızılılar. Ligdeki 25. şampiyonluğun da sadece bir puan uzağındalar. Kısacası Pazar akşamı duble yapmaya çok yakın Galatasaray.
Finalin kötülerinden biri de hakem Cihan Aydın’dı. İki takım adına da verdiği hatalı kararlar oldu. Galatasaray’ın Osimhen ile bulduğu ikinci gol öncesinde faul olup olmadığı çok tartışıldı. Ancak Savic’in Cihan Aydın’a yaptığını Fransa’da yapan Olympique Lyon ( Olympique Lyonnais ) Teknik Direktörü Paulo Fonseca’nın futboldan dokuz ay men cezası aldığını belirtmek gerekiyor. Bundan başka söze de gerek yok zaten