Okan Buruk çok başarılı bir sezon geçiriyor. İlk kupasını aldı, kalan üç maçta bir puan alırsa, ligin de şampiyonu oluyor. Her şeyden önce takımına oynattığı futbolla her türlü alkışı hak ediyor. Bu sezon camia hedef koymuş, ‘Avrupa’da başarılı olacağız’ diyorlar. Bunun için de bu kadroyu muhafaza edip güçlendirmek istiyorlar.
Osimhen’in takımda kalması için taraftar, camia, hoca, yöneticiler hatta futbolcular bile seferberlik ilan etmişler. Futbolcuların bir kısmı ‘Bizim paramızdan kesin ama Osimhen’in transferini bitirin’ diyorlar. Trabzonspor ile oynanan kupa finalinden sonra tribünlerin pankart açması, ‘Galatasaray’da kal’ demesi, Nijeryalı forveti bağrına basması, futbolcuya gözyaşı döktürdü. Kendisi duygusal bir futbolcu, şimdiye kadar böyle bir sevgi görmedi. Bundan etkileniyor ve kafası karmakarışık oldu. Hatta ‘Ben bu taraftardan nasıl koparım?’ diye kendi kendine soruyor.
Şimdi başta Adnan Polat olmak üzere camianın önde gelenleri Osimhen için büyük bir şölen hazırlıyorlar. Başakşehir maçında Rams Park’a 5 bin tane drone ile Osimhen’in portresi çizilecek. Tribünlerde koreografi yapılacak. Futbolcuyu etkilemek için herkes şu an seferberlik ilan etti. Bu şartlar altında ben oyuncunun başka bir kulüpte futbol hayatına devam edebileceğini düşünmüyorum. Hem kendisi hem taraftarlar öyle bir bütünleşmişler ki, bu enerjisini zaten buradan alıyor. Tribünlerin ve 30 milyon taraftarın ‘Osimhen’i istiyoruz’ baskısı, başkan ile camiadaki çok varlıklı isimleri ayağa kaldırdı. Başkan Dursun Özbek’in bu transferi gerçekleştireceğini düşünüyorum.
Diğer bir konu Muslera’nın bir sezon daha kalmasının istenmesi. Uruguaylı kaleci sadece futbol olarak değil, takımdaki arkadaşlık ve hocalarına yardımcı olma konusunda çok büyük birleştirici rol oynuyor. Bu düzenin devam etmesi isteniyor. Tabii burada kararı Muslera verecek.
Galatasaray’ın ana hedefi; başarılı kadroyu korumak, yapılacak 3-4 transferle, Avrupa’da da ses getirmek. Başkan Özbek gözünü karartmış. Bütün Galatasaraylılar arkasında. Bunlar gerçekleşir mi, bunu zaman gösterecek.
DEM Parti Eş Genel Bakanı Tuncer Bakırhan Muş’ta konuştu, Lozan tartışmasına değindi. “Bizler barış ve demokrasiye sahip çıkarak bu ülkenin ortak geleceğini kurmaya çalışırken, bazıları yapay gündemlerle bu barış sürecini akamete uğratmaya çalışıyor. Ne diyorlar? ‘Lozan Antlaşması hedefe alındı’ diyorlar. ‘Devlet battı, bitti’ diyorlar.
Rus ve Ukraynalı heyetler nihayet cuma günü İstanbul’da buluşabildi; ancak tarafları bir araya getirmek hiç kolay olmadı. Dünkü yazımızda saat saat yaşanan muammayı aktarmıştık. Cuma gününün programı ancak Perşembe gecesi geç saatlerde belli oldu. Bu plana göre önce 10:30’da Türkiye-Ukrayna-ABD heyetleri buluşacaktı, ardından da Rusya-Ukrayna-Türkiye… Ama bu akış gün içinde kaydı. Araya Rusya-ABD ikili görüşmesi girdi. Rus heyet başkanı Vladimir Medenski, ABD heyetinin kaldığı otele gitti. Dolmabahçe görüşmesine kendi heyetinden ayrı geldi. Rus ve Ukraynalı yetkililerin buluşması 13.30’u buldu.
PKK’nin kendini feshetmesi ve silahı bıraktığını açıklaması umut ışıkları yakmışken Lozan antlaşmasının ve 1924 Anayasası’nın reddi ile devlete karşı “soykırım, imha, komplo” gibi suçlamalar yöneltilmesi suyu bulandırdı, yeni tartışmalara yol açtı.
Bekir Okan’ın 75’inci yaş günü, iş hayatındaki 55’inci yılı, kurucusu olduğu İstanbul Okan Üniversitesi’nin 25’inci yılı birlikte kutlandı.
Mevsimlik işler, bütün yıl boyunca işin sürdüğü ancak yılın belirli bir döneminde çok yoğunlaşan işler olabileceği gibi yılın sadece o döneminde çalışılan işler de olabilmektedir. Mevsimlik işlerin belirleyici özelliği mevsime bağlı olarak yapılmasıdır. Mevsimlik iş sözleşmeleri, İş Kanunlarında tüm yönleriyle ayrı bir düzenlemeye sahip değildir. Ancak işin niteliğini göz önüne alan kanunkoyucu, bazı çalışma hakları bakımından mevsimlik işçilere ilişkin ayrı düzenlemeler getirmiş durumdadır. Mevsimlik işlerin temel özelliği yılın belirli dönemlerinde düzenli olarak tekrarlanan işler olmasıdır.
İlk Çağ’ın Homeros’tan sonra adı bilinen ilk ozanı Hesiodos’tur. Homeros’tan yaklaşık iki yüz yıl kadar sonra (MÖ 750-650) yaşadığı sanılan Hesiodos’un, Homeros’un “Silik bir kopyası; esini doğadan gürül gürül fışkıran büyük ozanın yaya yürüyen bir çömezi” olduğu söylenmektedir