Bu yazıyı Dünya Şampiyonasındaki Türkiye - İtalya maçı öncesinde yazıyorum. Turnuva öncesinde herkesin isteği madalyaydı. Milletler Ligi, Avrupa Şampiyonasında altın madalya aldık, olimpiyatlarda tarihimizde ilk kez son dörde kaldık. Sadece Dünya Şampiyonasında madalya eksiğimiz vardı. Şu anda maça çıkmadan önce onu da garantiledik. Bu kadar fedakarlık bu kadar emek sonrasında bu takımın hak ettiği yer kesinlikle şampiyonluk. İtalya, 35 maçlık yenilmezlik serisiyle finale çıkacak. Sonuç ne olursa olsun kızlar şimdiden tarih yazdılar.
Neden başlıkta Cumhuriyet tarihinin en başarı takımı dedim, çünkü bu kadar uzun süre uluslararası arenada zirvede kalmış herhangi bir takım yok. 2003 Avrupa ikinciliği ile başlayan o yükseliş hala devam ediyor. Özellikle 2020 sonrası neredeyse katıldığı her turnuvada favoriler arasında gösteriliyor. Bu kadronun kalitesini de oyuncularımıza bakarak anlayabiliriz. As kadrodaki voleybolcularımız, kendi oynadıkları mevkilerinin en elit isimleri arasında yer alıyor.
Tüm bu başarılarının yanı sıra toplumla da kaynaşmasını bildiler. O kadar seviliyorlar ki Aileden biri gibi geliyor çoğu insana. Geçtiğimiz yıllarda bir metro yolculuğunda küçük bir kızın annesiyle olan sohbetine şahit oldum. Annesinin basketbola gidebilirsin sözlerine o küçük kız Evet ama ben voleybolu istiyorum sözleriyle karşılık verdi.
Bu isteğin altında Filenin Sultanlarının sürekli parlaması etkili oluyor. Onlar parladıkça biz daha çok gururlanıyoruz