Güllü’nün Yalova Çınarcık’ta bulunan altıncı kattaki evinin camından düşerek hayatını kaybetmesinden sonra şarkıcının evindeki güvenlik kamerası görüntüsü, kafalardaki soru işaretlerini gidereceği yerde daha da artırdı.
Fenerbahçe çok kısa sürede büyük bir değişim geçirdi. İlk olarak 29 Ağustosta işine son verilen Jose Mourinhonun yerine 8 Eylülde Domenico Tedesco göreve getirildi. 21 Eylülde ise 7 yıllık Ali Koç dönemi bitti ve Sadettin Saran başkanlık koltuğuna oturdu.
Aslında Mourinhonun kovulması da, Saranın başkanlık görevine seçilmesi de çok fazla beklenmiyordu. Ali Koç, kritik olağanüstü kongre öncesi yerinde bir kararla Mourinhonun biletini kesse de 257 oy farkla başkanlık koltuğunu Sadettin Sarana devretmek zorunda kaldı.
Fenerbahçede artık bambaşka bir başkan ve bambaşka bir teknik direktör var. Sadettin Saranın yönetim tarzı Ali Koça hiç benzemiyor. Koç; mesafeli, sürekli "deneme-yanılma" yöntemiyle iş yapan, dev kadar güçlü olmasına rağmen sportif manada kavga etmeyi hiç bilmeyen ve en önemlisi kararlarına hiç karşı çıkılmayan bir başkandı. Ali Koç yönetiminde 7 yılda sıfır çeken Fenerbahçe, malesef çok ciddi bir kimlik kaybı da yaşadı.
Yeni başkan Sadettin Saran henüz çok yeni ancak farklı bir yönetim biçimi olduğu ortada. Sevgi, samimiyet ve hedef birlikteliğini yönetim modelinin merkezine koyuyor. Bu modelin hem camiada hem de futbol takımınında kısa sürede karşılık bulduğunu düşünüyorum. Oyunculara ve teknik kadroya yaklaşımı gayet samimi ve motive edici. Eski başkanlar Aziz Yıldırım ve Ali Koç için şeref tribününde 2 koltuk ayıracaklarını açıklaması da camiada birliktelik sağlanması anlamında çok şık ve çok isabetli oldu.
Ayrıca yönetim kurulunda gecesini gündüzüne katarak, Fenerbahçe için çalışmaya hazır değerli isimler var. Özellikle de başkan yardımcılığı görevine getirilen Sayın Murat Saların finansal piyasalardaki deneyimi ve kulübe olan büyük sevgisiyle çok önemli projelere imza atacağına inanıyorum.
Domenico Tedescoya gelirsek... Fenerbahçe, Tedesco yönetiminde ligde 4, Avrupada 1 maça çıkarken 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi yaşadı. Ligde 8 puan toplayan İtalyan hoca biraz kısmetli olsa rahatlıkla 4te 4 yapabilirdi. Özellikle Alanyaspor beraberliği çok büyük bir talihsizlikti. Hakem Cihan Aydın ve VAR hakemi tarafından son dakikada buharlaştırılan net penaltı ise Tedescoyu Yapı ile yüzleştirdi.
Jose Mourinho ne oynatıyordu, Domenico Tedesco ne oynatmaya çalışıyor?
Mourinho futbolda her şeyi takım savunması anlayışının üzerine inşa etmeye çalışan son derece tutucu bir teknik direktör. Kariyerinin ilk gününden beri aynı, meseleye sürekli aynı pencereden bakıyor. Bu yüzden Chelsea, Manchester United, Tottenham ve Romadan sonra Fenerbahçeden de kovuldu. Ne yani, bu kulüplerin hepsi yanlış, Mourinho mu doğru!
Domenico Tedesconun ise hem benimsediği dizilişler hem de futbola yaklaşımı bakımından Mourinhodan farklı olduğunu düşünüyorum. Tedesco, prese dayalı, agresif, topa sahip olan, temaslı, ikili mücadeleleri kazanan, rakibe kolay şut ve gol şansı tanımayan bir takım ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bu yolda denemeler yapıyor, oynatmak istediği futbola en uygun ekibi belirlemeye gayret ediyor.
Fenerbahçenin şu an ne oynadığı kadar, Tedesconun ne oynatmak istediği de çok önemli. Mourinhonun aksine Tedesconun futbola doğru pencereden baktığını düşünüyorum. Kafasındaki planların Fenerbahçenin tarihi kimliğiyle örtüştüğüne de inanıyorum.
Kadıköyde perşembe günü Nice ve pazar akşamı deplasmanda Samsunsporla oynanacak maçlardan sonra Tedesconun oyun anlayışıyla ilgili daha fazla doneye sahip olacağız. Skorlar güzel olursa hem Fenerbahçe hem de Tedesco çok kritik bir eşiği aşar ve daha güvenli bir şekilde yola devam etme fırsatı yakalanır.
Her şey Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’den yaptığı “Şu anda almayı beklediğimiz F-35 ve KAAN’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor ve lisansları durmuş durumda. Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin” açıklamasıyla başladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, milli uçak Kaan’a monte edilecek motorların Amerikan Kongresi’ne takıldığını açıkladı.
İstanbul Bienali, Contemporary Istanbul derken şimdi de 212 Photography Istanbul, İstanbul’a gelmek için başlı başına bir neden.
Kaan’ın motorunun ABD yapımı olması ‘yerli’ ve ‘milli’ tartışması başlattı. Oysa savaş uçaklarının ilk prototiplerinde yabancı motor kullanmak dünya çapında yaygın bir uygulama…
Türkiye’nin yolları yalnızca şehirleri birbirine bağlamıyor, tatları da taşıyor. Son yıllarda bu tatların görünür olmasında belediyeler büyük rol üstleniyor. Çünkü artık neredeyse her kentte bir gastronomi festivali var. Yerel yönetimler biliyor ki bir şehri tanıtmanın yolu yalnızca tarihi eserlerinden değil, mutfağından da geçiyor. Bugün gastronomi, belediyelerin kültür yatırımı ve tanıtım vitrini haline geldi.
Beşiktaş, Kayseri’nin ardından Kocaelispor’u da devirdi, Galatasaray derbisi öncesi çıkışını devam ettirdi: 3-1. Kartal maça çok hızlı başladı. Abraham’ın asistinde Rafa Silva 4’te fileleri havalandırdı: 1-0. 8’de Toure vuruşunu yaptı, kaleci topu ayağıyla çıkardı. 10’da fark ikiye yükseldi. Jovanovic ceza alanı dışına çıkarak topa eliyle müdahale etti. Pozisyonu takip eden Cerny topu filelere gönderdi: 2-0. 37’de Tayfur indirdi, Petkovic’in röveşatasında top direğin yanından dışarı gitti.
Pes etmeyen Kocaelispor 50’de Tayfur’un golüyle umutlandı. Keita’nın pasında gelişine vuran Tayfur, eski takımına karşı topu köşeden ağlara yolladı: 2-1. Jota Silva 65’te topu filelere gönderdi ama pozisyonun ofsayt olduğu belirlendi. 69’da Orkun çıkardı, Jota Silva şutladı, top kalecide kaldı. 75’te Jurasek yerden bıraktı, Rafa Silva kale önünden vurdu, Jovanovic topu ayağıyla çıkarmayı başardı. Kartal 90+3’te ön direğe kesti, Jota Silva’nın kafasında direğe çarpan top filelere gitti: 3-1.
Beşiktaş yenilenen savunması, orta alanda Ndidi Orkun buluşması, forvette Cerny, Rafa Silva, El Bilal Toure ve santrfor Tammy Abraham’ın bütünleşmesi ile Sergen Yalçın’ın dokunuşunu sergileyen bir oyun gösterdi, peş peşe attığı iki golle tribünlerde coşkunun meşalesini yaktı…
Bütün bunlar 10 dakika içinde yaşandı ve bitti…
Hayret… Rafa Silva, Tammy Abraham, Cerny ve El Bilal Toure sanki vitesi boşa almış, skorun rahatlığında ıslık çalıp inişin keyfini çıkarmaya (!) başladı sonrasında… Dakikalar ilerledikçe vitesi boştan geriye çekip savunma gösterisine (!) giriştiler. Buna karşılık Kocaelispor sahanın her yerinde baskılı ve çabuk bir oyuna geçiyor, açıkçası ev sahibinin keyfini kaçırıyordu. İlk yirmi dakikada hızlı oyunun ve süper pasların gösterisini yapan Beşiktaş, sonrasında Kocaelispor’un oyununu kabullendi. İki kaleli, karşılıklı ataklara dayalı bir mücadeleyi izlemeye başladık.
Rafa Silva ve Cerny’nin golleriyle keyif yaşatan Kartal, eski göz ağrısı Tayfun Bingöl ile Petkoviç’in geçişten kazandıkları toplarla tedirgin oldu. İki kişinin atağını 4 savunmacı ile kontrol edemeyen Beşiktaş, bu haliyle konuğunu rahatlattı. Daha etkili hücum oyununu ortaya koydular. Beşiktaş’ta zaman zaman şaşılacak ölçüde top kayıplarına da tanık olduk. Çoğu oyuncu aşırı güven duygusuyla topu sürüp bir-iki rakibini de çalımladıktan sonra meşin yuvarlağı üçüncüye kaptırıyordu. Paslaşmayı da arızaya uğrattılar. Topa yön vermekte, sert ve hızlı hamleler yapmakta üst üste hataları tekrarladılar. Oyunun başında hücum gösterisi yapan Beşiktaş sürenin çoğunu savunmaya çekilerek harcadı.
Tayfur Bingöl’ün 50’de farkı bire indirmesi Kocaelispor’un motivasyonunu da enerjisini de yükseltti. 90+3’te Jota’nın attığı gol, Beşiktaş’ın neredeyse unuttuğu “skor” hamlesine iyi bir örnek oldu.
Umarım ki Sergen Hoca, derbide Galatasaray’a karşı oyunu daha bütüncül bir mücadele olarak oynatmaya çalışacak ve sarsıcı hamleler yapacaktır. Farklı oyuncular kullanma şansı çok sınırlı. O halde farklı bir oyun için öncelikle topa sahip olarak cesaretle rakibin üstüne gitmek en önemli çare olarak görülüyor. Sergen Yalçın’ın sürprizleri de listeye eklenmeli!
