Daha çok tıklanma, daha çok aboneye sahip olma, daha çok izlenme ve daha çok para kazanma peşindeki konuklu programlar bubi tuzaklarıyla dolu... Bu sayede sosyal medyada gündem olmanın peşinde hepsi...
Maria Grazia Chiuri, moda dünyasının yakından tanıdığı isimlerden biri.
Trendyol Süper Lig’in 37. haftasında Fenerbahçe, Atakaş Hatay deplasmanında büyük bir şok yaşadı. Sarı-lacivertliler öne geçtiği mücadelede sahadan 4-2 mağlup ayrıldı.
Sistemden, kadro tercihinden bahsetmeden önce şunu söylemek gerekiyor. İki takım için de mücadelenin ‘prestij’ dışında hiçbir önemi yoktu. Fenerbahçe’nin ikinciliği, Hatay’ın ise küme düşmesi kesinlişti. Alınacak sonucun sıralamaya hiçbir etkisi olmayacaktı.
Bu sıradanlıkla başlayan maçta Mourinho, kaleci Ertuğrul’u ilk kez 11’de değerlendirirken, 3’lü defanstan vazgeçmedi, Talisca’yı da sayarsak üç forvet sahadaydı... Sezonu erken kapatan Hatay ise 7 maçlık galibiyet özlemine geçtiğimiz hafta Adana Demir karşısında son vermişti. Ev sahibi ise 5’li defansla geri hattı sağlama aldı.
İlk dakikadan itibaren skor arayan bulduğu bir gol ofsayt nedeniyle iptal edilen Fenerbahçe, 28’de öne geçti. Amrabat’ın şutunda Bekaj’dan dönen topu En Nesyri ağlara yolladı: 0-1. 38’de Mert Müldür rakibine yaptığı hareket sonucunda kırmızı kart görürken konuk ekip 10 kişi kaldı. 44’te Hatay’ın kazandığı serbest vuruşta topun başına geçen Massanga’nın şutu önce direğe ardından Ertuğrul’a çarpıp ağlara gitti: 1-1.
52’de Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Talisca’nın şutunu Bekaj çeldi, topu önünde bulan Dzeko’nun vuruşunu defans son anda engelledi. 53’te Ertuğrul’un hatasında Boutobba, Hatay’ı öne geçirdi: 2-1. 60’ta Hatay bu kez de penaltı kazandı. 63’te atışı kullanan Görkem farkı 2’ye çıkardı: 3-1. Hatay rüzgarı esmeye devam ederken, 66’da Okoronkwo skoru 4-1’e getirdi. İrfan Can’ın 90+4’teki golü maçın sonucunu 4-2 olarak belirledi.
27 Mayıs Salı, 06:02’de İkizler burcunda gerçekleşecek bir yeniay zihinsel bulanıklıkları ve belirsiz kalan konuları netleştirmeye destek olacak. Son haftalarda pek çoğumuzun içinde bir şeyleri toparlama isteği vardı ama yön bulmakta zorlandık. İkizler Yeniayı, işte tam bu noktada devreye giriyor. Bilgiyle, iç görüyle ve sezgiyle gelen bir farkındalık etkisi taşıyor.
Ömer Seyfettin’in meşhur “Diyet” hikâyesinin başkahramanı Koca Ali, usta bir demircidir. Bir iftira sonucu kolunun kesilmesine hükmedilir. Şehrin zengin fakat cimri kasabı Hacı Kasap, kolunun kesilmemesi için gereken diyeti ödemeyi teklif eder; ancak bir şartla: Koca Ali, ölene dek onun yanında ücretsiz çalışacaktır!
Cesaret… Çoğumuz için heyecan uyandıran bir kelimedir. Yeni bir işe atılmak, bir ilişkiye başlamak, alışılmışın dışına çıkmak, bilinmeze adım atmak… Hepsi birer cesaret örneği gibi görülebilir. Ancak kişisel gelişim yolculuğunda cesaret, yalnızca ilk adımı atmakla sınırlı değildir. Asıl derinlik, o adımın arkasını getirebilmekte, sürdürülebilir bir emekle yolda kalabilmekte yatar.
Gebelik, kadın bedeninde birçok fizyolojik değişimin yaşandığı özel bir dönemdir. Bu süreçte ağız ve diş sağlığı da doğrudan etkilenebilir. Artan hormon seviyeleri, diş eti dokusunda hassasiyete yol açarak diş eti iltihaplarını kolaylaştırır. Aynı zamanda mide bulantısı ve kusmalar da ağız içi asit seviyesini artırarak diş minesine zarar verebilir. Bu nedenlerle gebelikte düzenli ağız bakımına daha fazla özen gösterilmelidir.
Beşiktaş taraftarı için kahır ve eziyet yüklü bir sezon daha bitiyor. Siyah-beyazlı renklere gönül verenler bir hafta daha sabretmek zorunda kalacak. Takımın Rafa Silva, Gedson, Mert dışında vasat oyunculardan kurulu olduğu malum.
Son yıllarda Premier Lig, Bundesliga ve La Ligada güzel bir gelenek haline geldi şampiyon takımın alkışlanması. Daha iki hafta önce lig ikincisi Arsenalde futbolcular saha kenarında koridor oluşturup seremoniye çıkarken şampiyon Liverpoolu alkışladı.
Malumunuz Galatasaray önceki hafta Kayserisporu yenerek şampiyonluğunu ilan etti. Daha sonra Göztepeli oyuncuların seremoni öncesi Galatasarayı alkışlayıp alkışlamayacakları gündeme geldi. Göztepeli taraftarlar bu alkışlama işine kesinlikle karşıydı ve beklendiği gibi maçtan önce alkışlama falan olmadı. Zaten Fenerbahçe veya Beşiktaş da şampiyon olarak Gürsel Aksel Stadına çıksaydı, değişen bir şey olmazdı...
